SU KADAR AZÎZ OLUN!..

İnsanların bir kısmı fikir sahibidirler.

Bir kısmı da fikirlerin esiridir...

Kelimeler bazen bir şey ifade etmezler.

Bazen zehir gibidirler.

Bazen buhar gibi ruha dağılır insanı mutlu kılar...

Kızgın kum çölü...

Hurma ağaçlarıyle süslü bir vaha...

Geniş, Sâkin, tatlı sulu, bir göl...

Masmavi semâa...

Aç, susuz, yorgun temiz yüzlü bir adam atından indi...

Bu vahaya...

Ter içinde idi...

Kollarını sıvadı.

Ellerini yıkadı.

Avucuyla su içti..

Bu tatlı gölden...

Sonra abdest aldı...

Kaldırdı başını uzun müddet engin masmavi göğe gözlerini dikti.

Fikri kayboluncaya kadar baktı sonsuz maviliğe, sonra suya baktı...

Suya aksetmiş kendi şekline baktı...

Hafif tebessüm ederek:

"Çok şükür!" dedi...

"Ne güzel mavi engin semâa...

Ne hoş serin su...

Ne güzel yüzüm varmış benim..."

Yine hamd etti.

Atına bindi yoluna devam etti...

Biri çıktı önüne;

"Sen uzun müddet göğe, suya, suda aksetmiş kendine baktın..."

"Evet" dedi.

"Bu üç şeyde kusur var mı, bulabildin mi?"

Adam:

"Var" dedi.

"Olmasa hiç bakarmıydım."

"Nedir onlar" diye sordu.

"Söylemem. Çünkü söylersem utancımızdan birbirimizin yüzüne bakamayız... Sorma!.."

Adam ısrar etti. Rica etti...

"Peki dedi bu gece sana rüyanda söylerim" dedi ve atını sürdü ve gözden kayboldu.

Gece Rüyasında sual soran zâtın kulağına şöyle fısıldadı:

"Nedir kusurları bilir mişin?"

Adam: "Söyle dedi nedir?"

"Kusursuz oluşları..."

"ALLAH her şeyi sudan halketti."

Engin semâ sonsuzluklarında, aklın duracağı hududu tayin etti.

"Ben insanın sırrıyım insan da benim sırrım."

"İnsanda zahir olduğum gibi hiç bir şeyde zâhir olmadım" buyurulur.

İnsan içinde ve terkibinde bu üç şeyi taşıyor.

Bu süsleri veren aklın alamadığı varlığın güzellikleri, kudretleri, nimetleri ve O'na yönelmesini öğreten nedir bilir misin?

DİN'dir.

Resûl-ü Ekrem aynaya baktığı zaman:

"ALLAH'ıma çok şükür beni kusursuz yarattı" buyurmuştur.

Resul-ü Ekrem de insandı.

Suyun içine ateş atma sakın!

Ateşin üzerine suyu dökme!..

Fakat bu çok ince ve çok güç iştir.

Selâm olsun bizden bizi okuyanlara...

Buhar. Bulut. Yağmur. Su tekrar buhar bulut tekrar yağmur su...

Nedir bu devri âlem.

Görüyoruz.

Suyu anlıyamıyoruz...

Su olmasa idi ne olurdu, düşünemeyiz bunu...

Suyun ne olduğunu anlayabilseydik "SU" olur O azîzin içinde erir bizde azîz olurduk...

Su kadar azîz olun!..

Fikr : (Fikir) Akıl. * Re'y, istek, düşünce.

Vaha : Çöl ortasında suyu ve yeşilliği olan yer.

Tebessüm : Gülümseme. Nazikâne ve dişlerini göstermeyerek gülme SU...

Dudakları susuzluktan çatlamış bir zât, oluğundan kol gibi berrak soğuk su akan bir pınara yanaştı.

Kana kana içti.

Sonra:

"Elhamdülillah" dedi.

Biri belirdi yanında sordu:

"Nedir bu Su dediğin?.."

"Bilmem. Bilemem. Târif edemem. Görüyorsun ya şırıl şırıl aktığını..."

Adam ısrar etti :

"Bir şey söyle hele" dedi...

Adam:

"Cennetin altından ırmaklar akar diyor ALLAH kelâmında bu yetmez mi?.."

"Doğru" dedi.

Suya bak gör cenneti nedir.

Cennet, Allâh'ın kullarına mükâfat olarak ihsan ettiği Lâ Mekân dan bir mekân... Oranın dünyada, mekânda görünür azîz ve mübârek nesnesi... ne O?..